Where your favorite blogs come alive
“Bir gün şu karşıma otur da uzun uzun anlatayım sana; Kırılmak nasıl olur, ne anlama gelir, beden almış hali nasıldır.”
Cem Adrian’ın Artık Bitti şarkısı çalacak. “Her şey bir gün biter, herkes bir gün gider” diyecek. Aklına gelecek o giden ve üzüleceksin. Kabullenmeye çalışacaksın gittiğine. İstemesen de alışacaksın. Sonra gecenin sessizliğin de hayallerine dalacaksın. Ardından “Her acı bir gün geçer. Artık bitti. Acımıyor artık geçti” diyecek şarkıda. Senin o an kalbin sıkışacak ve gecenin sessizliğini gözyaşlarınla, hıçkırıklarınla böleceksin. #💎
"Gönül telaşımız dünya telaşımızı geçmedikçe, gönül güzelliği bizlere yetmedikçe, insanları, yalnızca bir kalbi olduğu için sevmedikçe, mânâya inmedikçe, incinsek dahi incitmedikçe, acıya da olsa tebessüm etmedikçe, beklentisiz "sevmedikçe" güzel bir insan olamayacağız."
"Özleyenler bilir; uyku bir gereksinim değil, sığınma talebidir geceye."
Benim kimseye söyleyecek bir şeyim, anlatacak gücüm kalmamış. Bir gün anlaşılmak ümidiyle bekliyorum yalnızca.
- uzun bir zamandır böyleyim bu gece de yalnız ve anlaşılmayı beklemeye kadeh kaldıralım.
"Kendimle savaşırken bütün duygumu kaybettim. O kadar çok yaslandım ki kendime, başka birine sığınmayı öğrenemedim hiç. Çok düştüm, çok acı çektim ama yine kendim atlatmaya çalıştım. En zor sınavımı kendime verdim. Ben, kendimi bile taşıyamadım."
"Özlüyorsun ama gelsin istemiyorsun. Mesaj atsın istiyorsun ama konuşmak istemiyorsun. Deliler gibi sesini duymak istiyorsun ama aramak istemiyorsun. Umrunda değil ama aklına geldiği zaman kalbindeki o sızıyı yok edemiyorsun. Sevmek mi? Yoksa unutmak mı yavaş yavaş? Bilmiyorsun."
Gökyüzündeki yıldızlar
Her biri parlak her biri güzel
Aralarından birini sen diye seçsem
Uyumadan önce her gece ona baksam
En parlağı sen olsan
Bense binlerce Yıldız’ın içinde ki sönük yıldız
Sana baktıkça aydınlansam
İçimdeki karanlığım azalsa
Ben o kadar sönüğüm ki yanında
O sönük yıldız her gece seninleydi aslında..
#altanderler
Gülünce kısılan gözlerine aşık oluyorsun. Sinirlenince dudağının sertçe kıvrılmasına, şaşırınca bir kaç saniye donup kalmasına, üzülünce düşen suratına ya da. Sarılınca seni tüm kötülüklerden koruyacağına inandırdığı kollarına belki. Özleyince sana koşup gelen bacaklarına, dokununca ruhuna baharı getiren parmak uçlarına aşık oluyorsun. Çünkü, nesine aşık olayım demiyorsun; sadece izliyorsun, daha nesine aşık olabilirim diye.
"Bıraktığın yerdeyim ama bıraktığın gibi değilim Çok değiştim Ve öğrendim; İnsanın toplanması için dağılması gerekiyormuş. Dağıttığın için teşekkür ederim."
"Yalnız kaldığım zamanlarda büyüdüğümü fark ettim. Kimin bende ne kadar olduğunu gördüm. En zor sınavımı tek başıma atlatmaya çalıştım, ama olduğumdan çok daha sağlam ayağa kalktım. Kimseden medet ummamam gerektiğini anladım Herkesi nereye ne kadar koymam gerektiğini öğrendim."
Çok karışığım. Bir yanım olabildiğince huzursuz ve yorgun. Diğer yanım mucizelere ve düşlerin gerçek olabileceğine halen inanıyor ve heyecanını koruyor. Bu iki yan arasında ben, eziliyorum.
"Biraz fazla yorgunum. Üzgün, Biraz da kırgın. Her şeyden biraz var. Ama senden hiç yok. Belki biraz olsaydın, Birkaç dakikalık da olsa dursaydın, Yetinirdim. Her şeye tam iken, Sana yarım kalmazdım. Üzülüyorum tabi, Her şey var iken sen olmaması biraz ciğer yakıyor."