✪KENDİNİ HİÇBİR KALIBA UYDURMAYA KALKMA
→Sosyal medyada takılırken bazen aurası hoş insanlara kendimizi uydurmaya çalışırız. Vibe'ı güzelse o vibe'a sahip olmak isteriz. Fakat bu bizim iç huzurumuzu bozar. Sevdiğin gibi olmakla özendiğin gibi olmaya çalışmak çok farklı durumlar. Eğer bir şeyi sevdiysen,aurası hoşuna gitmişse ve gerçekten de sana hitap ediyorsa o aura'ya aslında senin de sahip olduğun gerçeği kaçınılmaz. Sana hitap eden şeyleri bilerek bunlara bakmak,bunlardan zevk duymak aynı zamanda kendi fikirlerine değer verdiğini ve kendini sevdiğini gösterir. İnsanlarıj fikirlerinden önce kendi fikirlerimize önem vermeliyiz. Bu hayat boyunca en çok konuştuğumuz kişi kendimiz,en çok vakit geçirdiğimiz kişi kendimiz ve herhangi bir zor durumda her daim yanımızda olan yine kendimizdir. Bu kadar kendimize iyiliğimiz varken kendimize nankör olmamız ne kadar doğrudur? Kendinize nankör olmayın,kendinize teşekkür edin. Size her daim yardım ettiği için...
→İç huzurun mantığını size şöyle açıklayayım:kendinize hitap eden bir şeye bakıyorsunuz,zevk alırsınız,tatmin olursunuz ve KENDİNİZİ YABANCI HİSSETMEZSİNİZ. Zaten istemediğin bir şeyi hayatında niye bulundurasın ki? Bu kendine saygısızlık olur. Kendinizi hiçbir şey için baskılamayın,yoksa kendinizden de uzaklaşırsınız. Özgürce yaşayın.
MALADAPTİVE DAYDREAMİNG: kişiler arası iletişimi olumsuz yönde etkileyen, kişinin hayattaki görevlerini ve sorumluluklarını yerine getirmede sorunlar yaşamasına neden olan; işlerine ve akademik yaşamlarına odaklanmalarını engelleyen hayal kurma etkinliğidir. Genel tanımı budur. Bu ifadeyi daha da açarsak; maladaptive daydreaming anda kalmamıza engel olan ve sürekli senaryo kurma durumu,çoğu zaman başka bir dünyadaymış gibi hissedilir. Gerçek hayata odaklanma durumu söz konusu değildir. Bu gibi kişiler çoğunlukla çok suskun olabiliyor fakat sosyal yapıda böyle olanlar var. Sürekli gece yatmak yerine senaryo kurmayı tercih ederler. Ben de bunu yaşamıştım. Ve bunun 'uyumama katkı sağladığını' iddia etmiştim. Tam tersi daha çok uyku problemlerine sahip olmama sebep oldu. Anda kalmakta zorlandım ve odaklanma sorunum ortaya çıktı. Dersleri dinleyemez oldum. Sürekli ertelemeye başladım. Bu erteleme sorunu ise şundan kaynaklanıyordu: neden senaryo kurarız? Gerçek hayat bize yetmiyor mu? Yoksa aradığımız mutluluğu gerçek hayatta bulamıyor muyuz? Aslında tam da gerçek hayat bizi tatmin etmediği için hayal kurarız. Zamanla gerçek hayata dair bir korkumun oluştuğunu farkettim. Bu nedenle yapacağım şeylerin sonuçlarından korkmaya başladım. Kurduğumuz senaryoların sonları çoktan biz tarafından belirlenmişti,bu yüzden risksiz 'kararlara' alışırız. Ertelemeye başlarız,ta ki başarısız oluncaya kadar. Her şeyde bir risk vardır. Ama her riskin adresi siz değilsiniz,kendinizi bela mıknatısı olarak görmekten vazgeçin.
İMAJİNE ETMEK VE MALADAPTİVE DAYDREAMİNGİN FARKI: Birinde sahip olmaya niyet ettiklerimizi hayal ederiz. Bu hayal etme durumunda imkansızlık veya sahip olmama gibi bir durum söz konusu değildir. Ona sahibim,başka bir ihtimal yok. Bu imajine etmektir. İmajine ederken enerjinizi gerçekten vermeye ve kendinizi buna bağımlı yapmamaya dikkat edin. O frekansa gerçekten girmelisiniz. Maladaptive daydreaming ise tam tersi,o olayların gerçekleşme ihtimali yoktur. Ciddi anlamda onları sadece gerçek hayatta onlara sahip olamayacağımızı düşünerek en azından bir düşleyeyim mantığıyla kuruyoruz. Ne onların enerjisi yakalamaya çalışıyoruz ne de onun frekansına kendi frekansımızı uydurmaya çalışıyoruz. Onlar sadece gerçek hayattan kaçış 'bilet'imiz. Kesinlikle böyle değil,bu bozukluk psikolojik bir rahatsızlıktan doğar. Ve hiç mi hiç sağlıklı değildir.
★Bazen motive olmak için sadece denemek yeterlidir
。Motivasyonsuz olmanın sebebi nedir? Neden olunur? Nasıl kurtulunur? Aslında birçok kişinin temeldeki asıl sorunu motivasyonsuzluk ve bundan gelen üşengeçlik. Eğer motivasyonsuzsanız size göre aslında hiçbir şey yapmanın bir anlamı yok,ne de olsa hayatınızı değiştireceğinize inanmıyorsunuz. Her hareketinize ve sözünüze asıl anlamı siz verirsiniz. Siz o anlamı vermedikten sonra onların hiçbir değeri yoktur.
。Motivasyonsuz olmanın sebebi nedir? Bunun sebebi artık ümit etmeyi bırakmış olmanızdır. Hayata dair bir beklentiniz yoktur demektir. Peki soruyorum size,hayatından zevk almadıkça yaşamanın ne anlamı var? Hayata sıkıca tutunmadıktan sonra sadece zaman israfı yapılmış olunuyor. Zaman en değerli varlığınızdır,her şey geri alınabilir ama zaman asla geri alınamaz. 1 salisenin bile bir telafisi olamaz. Bu yüzden hayatınızı iyikilerle doldurmaya çalışın. Keşkelerle ve pişmanlıklarla kendinizi bin kat daha yormayın. Ne de olsa denemekten bir zarar gelmez değil mi? Hayatta büyük adımlar atmaya cesaretli olun. Umudunuzu asla yitirmeyin çünkü bu sadece kötüyü kendine çekmek olur. Hayatınıza ve kendinize değer verin,ne de olsa bir daha bu hayata gelmeyeceksiniz...
。 Sebebini en basit şekilde açıklayacak olursam temel sebebi şudur; depresif olmanız ve ruhsal olarak kötü bir durumda olmanız. Bazen iç dünyanız size engel olur.. Depresif olmayı bırakıp kendinizi tüm kötü enerjiden arındırmaya başlayın. Bunu yapmak için meditasyon yapabilir,günlük tutabilir ve kendinize belirli huzur verici hobiler edinebilirsiniz. (origami,resim,bullet günlük vb.)
。Peki nasıl bu motivasyonsuzluk durumundan kurtulabilirsiniz? Cevabı basit aslında: kalkın ve Düşüncelerinizi Umursamadan yapmanız gereken işe başlayın,kendinizi bunun için zorlayın. Kendinizi disipline edin. Disiplin başarılı olmanın anahtarıdır. Kendinizi disipline etmek üşengeçlik ve motivasyonsuzluk durumlarından kurtulmanızı sağlar. Kendi bedeniniz üzerinde güçlü bir kontrole sahip olun. Bunun için kendinize küçük hedefler belirleyin; su içmek,kitap okumak,yeni bir hobi edinmek gibi. Gittikçe hedeflerinizi büyütün,gittikçe daha güçlü bir iradeye ve özdisipline sahip olacaksınız. Hayatınızı planlayın,planlarınızı CİDDİYE ALIN. Hayallerinizi ciddiye alın. Hayatınızın akışını ciddiye alın. Geleceğiniz ve şimdiniz çok önemli.
。Motivasyonlu olduğunuzu kendinize inandırın. Neyi seviyorsanız ona dair içeriklere bakın. İster istemez motivasyonla dolarsınız. Hayallerinize artık belirli bir anlam yüklemeye başlayın. Kendi hayatınızı romantize edin. Disiplinliymiş gibi davranın. Çok çalışkanmış gibi davranın. Öyle olmaya kendinizi alıştırın. Bu bilince girmelisiniz. Kendinizi zorlayın ve verimli biriymiş gibi davranın. Enerjinizi buna uydurun. Enerjiniz üzerinde de güçlü bir kontrolünüzün olması gerekiyor. Ve her daim hayatın neden-sonuç ilişkisiyle çalıştığını unutmayın,ne yaparsanız onu alırsınız. Ne düşünürseniz karşılık olarak onu alırsınız. Her daim çevreniz size göre şekillenir. 4d'de ne istiyorsanız 3d'ye de o yansır. Kendi gerçekliğinizi siz yönetiyorsunuz.
★Niyetiniz,hayat akışınızı belirler
。Tıpkı kaleminizle güzel yazmak için açısını değiştirdiğiniz gibi,eğer daha güzel yazmaya niyet etmeseydiniz,istemeseydiniz kalem açısını değiştirmez yine aynı bir şekilde yazmaya devam ederdiniz. Bazen bir şeyi istersiniz fakat bu istek sadece bilinçaltınızda veya hafızanızın derinliklerinde olduğu için beyninize tam iletilmez. İsteğinizi derinliklerden çıkarıp belirtmeniz gerekir. Tıpkı ilkokulda işlediğiniz bir konu gibi,siz o konuları artık kullanmadığınız için zihninizin derinliklerine attınız. O hala orda,sizin sadece onu ön plana çıkarmanız gerekiyor. Hafızanız sonsuz derecede geniştir. Her ne kadar geniş,dar hafıza gibi terimler olsa da aslında bunlar hafızanın ön planına/başrolüne ne kadar düşünce konulabildiğinin ölçütüdür. Her baktığımız,gördüğümüz,okuduğumuz her şey hafızamızda yer edinir. Tek yapmanız gereken odağınızı oraya çevirmektir
。İstekleriniz de tıpkı bunun gibidir,aslında çözüm etrafınızdadır fakat isteğinize tam olarak odaklanmadığınız için beyniniz bunu algılamaz ve es geçer. Beyniniz aslında sadece ve sadece sizin için çalışır. O an neyi isterseniz onu size verir. Beyin dalgalarının akış yönünü siz kontrol ediyorsunuz. Bu sizin vücudunuz. Bu yüzden ilk önce istemeyi bilmek çok önemli. Çünkü bir şeyi istemeden bunu nasıl elde ederim der mi insan? Hayat akışınız buna göre hareket eder. Her seçiminiz yeni bir dünya yaratmaktır aslında. Her seçiminiz çok önemli,küçücük olanı bile. Nasıl ki küçük bir çocuğa hatta normal bir insana söylenilen sözler aranızdaki ilişkiyi belirler,seçimleriniz de sizin hayatınıza yön verir. Bir nevi kelebek etkisidir. Niyet ettiğiniz zaman fırsatlar karşınıza çıkar;güzel notlara sahip olmayı gerçekten istediniz,beyniniz bunu algılar ve size buna göre bir hayat haritası çizer. Yapılacaklar listesi hazırlamak gibi düşünün. İstekleriniz yapılacaklar listesine yön verir.
。istediğiniz zaman bu sefer nasıl? sorusunu sorarsınız,ve cevabı aldığınızda mutlaka bunun için çabalarsınız. Bu hem ruhsal çaba hem fiziksel çaba olabilir. Her ikisi de çok değerlidir. En sonunda emeğinizin karşılığını alırsınız. Büyük küçük her emeğinizin karşılığı olmak zorundadır. Çünkü hayat neden-sonuç ilişkisi üzerine kuruludur. Ne yaparsanız,neyi düşünürseniz onu alırsınız.
𝙎𝙐 𝙈𝙀𝙏𝙊𝘿𝙐♫︎
Manifestlemenin birçok yolu vardır,bu su metodunda asıl ön plana çıkan kendini olabildiğince inandırman.
Bir bardağa su doldurun,içmeden önce tüm isteklerinizin bu suya aktığını hayal edin. Bilinçaltınızı buna göre proglamlayın.
Suyu içmeden önce tam olarak inanmalısınız.
Yavaş yavaş suyu içerken tüm o akıttığınız istekleriniz size doğru aktığını hayal edin. Suyu içerken tüm isteklerinizin size kavuştuğunu hayal edin.
𝐢𝐧𝐚𝐧𝐜𝛊𝐧𝛊𝐳𝛊 𝐚𝐜̧𝛊𝐤 𝐭𝐮𝐭𝐦𝐚𝐲𝛊 𝐮𝐧𝐮𝐭𝐦𝐚𝐲𝛊𝐧♡︎
BEYNİNİZLE OYNAYIN Duygularınızı kontrol edin
**Duygularımız bazen bizim önümüze geçebiliyor,onlar her zaman iyi değillerdir. İyi duyguların yanında kötü duygular da vardır ve bana kalırsa sağlıklı olan hiç kimse bu duygularla hareket etmek istemez. Peki ya nasıl bu duygulara kapılmadan ilerleyebiliriz? Nasıl duygularımızı yönetebiliriz?
**İlk önce kötü duyguları listelemekle başlayacağım. Tembellik,ego, kıskançlık, öfke,nefret,şehvet. Bunlar aynı zamanda incilde büyük günahlar olarak geçer ve Kur'an'ı Kerim'de yerilen, günah sayılan duygulardır. Tembellik, insanı başarıdan alıkoyar. Faydasız ve aşırı derecede tüketici konumuna düşürür. Ego, insanın kendisini geliştirmesini engeller. Küçükle yetindirerek kendimize verdiğimiz değeri azaltır,insanlara üstten bakmamıza sebep olarak saygınlığı,sevgiyi yitindirir. Kıskançlık, insanı kendini sevmekten alıkoyar. Daima başkalarıyla karşılaştırır ve herkesi düşman bellettirerek özümüzden kopmamıza sebep olur. Özümüz bizim her şeyimizdir. Ona sahip çıkmalıyız. Öfke,insanı canavarlaştırır. Kontrolü tamamen kaybettirir ve hem kendimize hem çevremize zarar verdirmekle kalmayıp sağlıklı düşünmeye engel olur. Nefret,insanı sevgiden yoksun kılar. Olumsuzcu birine dönüştürür ve ilişkilerde başarısızlığa ve dengesizliğe sebep olur. Kendimize bile sevgi duydurtmaz ve özsevgiyi alt üst eder. Şehvet,insanın zevklerin kollarında kendini kaybetmesine sebep olur. Olaylara akılla yaklaşılınamaz ve bir süre sonra sarhoş gibi hayattan zevk alınmamaya başlanır. Bu günahlar kişinin kişisel gelişimine darbe niteliğindedir.
**Bu duygularla baş etmek yerine onlarla savaşmayı bırakmalı ve tam tersiyle, iyi duygularla cevap vermeliyiz. Tıpkı ters düz dalgaların birbirini söndürdüğü gibi,iyi duygulara odağı arttırıp çoğunluk haline getirmeliyiz. Kötü duyguları umursamamalıyız,onlar umursandıkları sürece vardır. Bir insanı umursadığınız sürece hayatınızda tutarsınız. Duygular da dahil her şey hayatınıza böyle girer. Bu yüzden neye dikkatinizi verdiğinize önem verin ve dikkat edin.
**Bir diğer çözüm: kendinizi meşgul etmek ve iyi duygularla beslemek! Hayatınız şimdi bir bardak çamur haline gelmiş olabilir, kötü duygular hayatınızın dört bir yanını sarmış olabilir. Bunlardan kurtulmanın tek yolu,o bardağa daha çok berrak su yani iyi duyguları eklemektir. Bu berrak suyu ekledikçe bardak dolacak ve çamur gibi kirlerden taşarak arınacaktır. Bardak taştığı zaman bile iyi duygularla beslemeye devam edin, bu onların galip gelmesi için bir diğer önlemdir. Ne olursa olsun bunu sevgi ve istekle yapmaya önem verin, sevginin yolu en güzelidir.
★EN İYİ VERSİYONUN OLSA NAPARDI?
→Eğer artık gelişmek istiyorsan,bu yazı tam sana göre!Peki nasıl gelişiriz? Cevabı en iyi versiyonunda saklı:)
→Her hareketimizin başka bir evrende farklı bir versiyonu vardır aslında;sen bu paralellikte telefonda vakit geçirirsin,diğer versiyonun ise ders çalışır,öbür versiyonun ise yoga yapar.. Bu sonsuza kadar devam eder. Sonsuz ihtimal ve an var. Siz ise sadece birine sahip oldunuz
→En iyi versiyonunu aklına getir..O olsa napardı? Telefona mı bakardı yoksa kendini geliştirmeye yönelik bir şey mi yapardı? Cevabı ikincide saklı.
→Peki en iyi versiyonun nasıl en iyiye dönüştü? Ne yaptı da bu oldu? Kendine bunu sor. En iyi versiyonunun en iyi olmak için neler yaptığını bir düşün. Nasıl sorusunu sor kendine. Nasıl en iyi versiyonum olurum?
→Şimdi bu soruyu bir deftere yaz,ve uzun uzadıya düşünerek cevap ver ve oraya yaz. Sonra da belirlediğin adımları takip et.
→Zaman unsuruna da fazla takıntılı olmamaya dikkat etmelisin. Her bilgi zamanla öğrenilir. Aceleci olmayın, sürecin eksiksiz tamamlanmasına dikkat edin.
Kendimi bulduğum bir hobiye sahip oldum bugün,kendi ruhumu yansıtabildiğim bir hobi. Kullanmadığım manifest defterimi aldım,içerisine bazı notlar yazdım,her şey hakkında olabilir. Sonra içerisine bazı resimler çizdim,derin bir anlamı olan. O defteri duygu ve düşüncelerimi yansıtabileceğim güvenli bir yer haline getirdim. Sadece benim ruhumu yansıtacak biçime büründürdüm. Başka hiç kimsenin o defterde yeri yok. Sadece ben ve dokunuşalarıma yer var.
Self conseptin sırrı:kurban psikolojisinden çık!
Bir çok insan daima başkalarının onları kurtarmasını veya onların yerine görevleri yerine getirmeyi bekliyor aslında. Her zaman ondan daha güzel,daha zengin ve daha başarılı insanlara odaklanarak kendini yok sayıyor. Bu zihniyet ise isteklerinizin zihninizde imkansız algılanmasına sebep olur. Sen de onlara sahip olabilirsin. Güzelsin,zenginsin ve daha bir çok fazlası. Kurban psikolojisinde durarak kendini eziklemek isteklerini daha da uzaklaştırır. Kendini yükseklerde görmezsen inancın da tam olmaz. Kendinin farkında olmak ve kendini eziklememek çok önemlidir. Bilinçaltımız bize ait ve biz nasıl düşünürsek o da ona göre onu kaydeder. Şöyle bir örnek vereyim mesela pinterestte çok güzel bir eşya gördünüz, imrendiniz ve keşke bunu alabilecek maddi durumda olsaydım dediniz. İşte bu çok ama çok yanlıştır. Bunu söyleyerek bilinçaltınıza parayı çekmediğinizi ve bunun imkansız olduğunu kodlamış oluyorsunuz. Fakat güçlü bilinçaltına sahipsin ve sen ne istersen iste onu elde edebilirsin. SINIR YOK. Kendinin farkında ol, başkalarının başarıları,güzellikleri veya paraları senin hiçbir işine yaramaz. En önce kendinle ilgilen. Sen her şeyin en iyisini hak ediyorsun. İmkansız diye bir şey yoktur. Siz zihninize öyle kodlarsınız. Kendinize isteklerinizi verin çünkü bu dünyada herkes gittiğinde bir tek o kalacak. Kurban psikolojisinden çık çünkü sen evreni yöneten tarafsın😉
Şimdi benimle beraber söyle:evren benim isteğime göre çalışıyor. Ben isterim ve olur. Mükemmel bir benlik kavramına sahibim. Kendimin farkındayım. Kendime değer veriyorum. İyi şeyleri hakettiğimi biliyorum. İsteklerimde ısrarcıyım fakat zaten onun bana ait olduğunu bildiğim için daima serbest bırakıp hayatıma devam ederim. Herkes benim gibi olmak istiyor. Çok şanslıyım. Başarılıyım. Parayı inanılmaz derecede çekiyorum.
Takıntılardan nasıl kurtulunur?
Aslında ilk öncelikle takıntının kaynağını bulmak gerekir. Nedir bu sürekli seni rahatsız eden? Neden rahatsız ediyor? Peki bu hayatını nasıl etkiliyor? Takıntının kaynağı travmalardır. O konu hakkında kötü bir olay yaşamışsan sen kabul etmesen bile gerçekleşmesinden korkarsın. İlk öncelikle bu travmalardan kurtulmalısın. Zihinsel arınma meditasyonu yapabilirsin veya geçmişi iyileştirme meditasyonu yapabilirsin. Spotifyda ve YouTube bir çok yardımcı olabilecek kaynak var. Spotify da olan podcastlerde ne istiyorsan arat. Mesela geçmişin izlerinden kurtulma podcast linki👇
Bu podcasti novam önermişti. Kendilerine çok ama çok teşekkür ediyorum 💚
Bir diğer aracılar da frekanslardır. Travmalardan arınma meditasyonu için arınma frekansı dinleyebilirsin. Frekansı dinlerken olumlama da yapmak ekstradan fayda sağlar. Arındığın zaman hayatına bak. Neler döndüğünü dikkatlice incele. Her daim kendini bir şeyle uğraştır. Olumsuz düşünceleri istisnasız bir şekilde kov. Olabildiğince isteklerini yerine getir. Zihnini gereksiz konularla meşgul etmek zorunda olmadığını kendine hatırlat.
Travmalardan arınma frekansı örneği 👆
Şimdi benimle beraber söyle; takıntılardan uzağım. Zihnim rahat ve huzurlu. Sağlıklı bir zihne sahibim. Düşüncelerim istediğim gibi. Sevdiğim şeylere odaklanıyorum. Kendime değer veriyorum. Kendime daima pozitifi çekiyorum. Negatif düşüncelerden korunuyorum. Evren benim isteğime göre çalışıyor. Evren beni tüm kötü enerjilerden koruyor.
Daima hayatına ve kendine odaklan,bu senin hayatın başka hiç kimsenin değil<3
NEDEN KENDİMİZE İYİ DAVRANMALIYIZ?
Öncelikle bu hayata neden geldiğinizi sorgulayın;üzülmek için mi?Boş boş oturmak için mi?HAYIR!Zihniniz çok güçlü,isterseniz ALIRSINIZ.Bu bu kadar basit. Birşeyleri imkansız yapmaktan artık vazgeçin. Bir sınavda birinci olmak veya herkesi kendine çekmek imkansız mı?HAYIR!Bunları başaran kişiler de aynı senin gibi insandı. Aynı beyin,aynı vücut anatomisi aynı dersler... Farklı olan zihinlerdir! Zihnini her daim güçlü tut,vazgeçeceksen en baştan kaybedeceksin demektir. Bu dünyaya isteklerini yerine getirip yaşamaya gelmediysen yaşamanın ne anlamı var? Bir ölüden farksız olursun! Madem hayatını özgürce yaşamıyorsun o zaman ne için geldin sen bu dünyaya? Mutluluğu haketmediğini mi düşünüyorsun?HAKEDİYORSUN. Sen her şeyin en iyisini hakediyorsun. En yakınına kötü davranıp umursamıyormuş gibi düşün,sen en yakınına böyle davranmak istemezsin di mi? O zaman kendine de öyle davranma! Er geç herkes ama herkes gidecek. Bir tek sen kalacaksın kendin için,tüm ÖMRÜN boyunca senin yoldaşın olacak kendine iyi davranmamak da neyin nesi? En başında anlayışlı olun. Kötü bir ilişki mi geçirdin? Birden ağzından küfür mü kaçtı? Tembellik mi yaptın? Anlayışla karşıla! Basit bir insan olduğunu unutma,kendini üzmek seni hiç bir yere götürmez. Her daim sabrını ve motivasyonunu yüksek tut. Hatalarını anlayışla karşıla. En çok da 'DÜŞMANLARINDAN' cesaret ve motivasyon al. En çok da başarılı olanları kendine rakip seç. 'ARKADAŞ'ların seni pohpohlamaktan başka bir yararı dokunmaz,anca yerinde sayarsın! Asıl rakipler seni bu hayata bağlar ve hırslandırır. Fakat asla ama asla kendini onlara ezdirme. Kendini yetersiz hissederek somurtmanın sana nasıl bir faydası olabilir?? Kendine inanırsan yapabileceğini düşünürsen deneme cesaretinde bulunursun. Kendine inanmazsan otomatik olarak 'ben zaten yapamam der' denemezsin bile! Başkalarının kalıplarına uymak zorunda değilsin,en önemlisi senin kendi düşüncelerin. Sahte davranarak bir yere varamazsın,gerçek cevher senin içinde ve başkalarının yetenekleriyle hiç bir yere gidemeyeceğini sen de biliyorsun! Sen bu dünyaya BAŞARMAK için geldin. İsteklerini gerçekleştirmek için daima büyük bir motivasyonun olsun,çünkü sen buna değersin. Anlayış ve adalete daima önem ver! Çünkü tam tersi davranmak kötü enerjiye sebep olacaktır,başkalarına karşı anlayışsız ve kötü davranırken kendine iyi olmayı mı umuyorsun? HAYIR çünkü sen de bir insansın ve mutlaka sen de bir gün o hatalardan birini YAPARSIN. Tembel olan insanlara iğreltiyle bakarsın,bir bakmışsın sen de onlardan biri olmuşsun. Bu hayatta hatalar da yapabilirsin,bu hatalar olmadan hayat çok bomboş olmaz mıydı? Kendi hayatınız kendi kararlarınıza ev sahipliği yapmalıdır. Herkesin kendi hayatı var,BİR ZAHMET onlar da kendi hayatlarına odaklansın. Bu dünya bir aptalın sözünü umursamak için fazla büyük,UNUTMA iyi şeyleri hakediyorsun♡︎♡︎