"Gülüşüne yağmur damlası çarpsa,
Şiir olur.
Bunu bir ben bilirim,
Bir de gökyüzü. "
ANITKABİRE öyle BAYRAKLI Sahiline mangal yakmaya gidilir gibi gidilmez !
2-3 gün önceden gideceksin ADAM gibi saç sakal traşı olacaksın..Hanımı da göndereceksin kuaföre o da saçını başını düzelttirecek..
Çoluk çocuk aynı şekilde....Kunduralar boyanacak Sabah erken kalkıp sakal traşı olacaksın...Koyu renk takım elbise giyip..kravat takacaksın..yakana da ATATÜRK rozetini.
En yakın çiçekciden en az adam başı birer karanfil alacaksın...
Araban ile gidiyorsan...
ANITKABİRE 1 Km.kala radyonu cd çalarını kapatacaksın..öyle ! Aslanlı yola gireceksin..O yol 5 santimlik çim boşluğu bırakılarak döşenmiştir..kafanı yerden kaldırma diye..O yol 262 metredir.Aslanlı yolun sağ ve solunda bulunan 24 aslan, ''24 Oğuz boyunu'' temsil ediyor.Türk kültüründe güç sembolü olduğu için seçilen aslan figürlerinin çift olması milletin ''birlik ve bütünlüğünü'' vurgularken, aslanların kedi gibi yatar pozisyonda olması ise bu büyük gücün ''barışseverliğini'' sembolize eder..
BUNU UNUTMA..Hatırla ! Orada bir bayrak direği göreceksin...O öyle alelade bir direk değil.. 33,5 metre uzunluğundaki bayrak direğini 1946 yılında yüreği ATATÜRK sevgisi ile dolu Nazmi Cemal adlı bir Türk vatandaşı ABD'den gönderdi. direğin sen 29,5 metresini görebileceksin..
KAFANI KALDIR BAK ! Ata’nın kabri 40 tonluk yekpare mermerden yapılan sembolik lahit’in yaklaşık 7 metre altındaki mezar odasında bulunuyor Türk milletinin kalbine gömdüğü Atatürk, Selçuklu-Osmanlı kümbet mimarisine göre yapılmış sekizgen şeklindeki mezar odasında “VATAN TOPRAĞINDA" yatıyor. Suriye’deki Caber Kalesi,
Kore’deki Türk şehitliği,
Selanik’teki doğduğu evin bahçesi,
KKTC ve illerden getirilen toprakların harmanlandığı “vatan toprağına” İSLAMİ usullere göre kefenlenerek ve yüzü kıbleye bakacak şekilde defnedilmiştir..bunu BİL BİR DEHANIN HUZURUNDASIN..
TİTRE..!
KARANFİLİNİ YAVAŞCA BIRAK...
VE O NA İÇTEN BİR TEŞEKKÜR ET...
Sonra inandığın dinden..konuştuğun dilinden duanı et..O duyar UNUTMA !
Sonra saygı ile yavaşca oradan ayrıl...Ayrıl ki...on binlerce insan da o hazzı yaşasın...Cep telefonunu sessize alacaksın...AÇMAYACAKSIN..
Çok ısrar ederlerse..."BEN ŞU ANDA DÜNYA LİDERİ ULU ÖNDER ,
31 Mart Vakası
Arnavutluk İsyanı
Trablusgarp
İkinci Balkan Savaşı
Çanakkale Savaşı Doğu (Kafkas) Cephesi
Suriye-Filistin Cephesi
Kurtuluş Savaşı
Sakarya Savaşı
Büyük Taarruz KAHRAMANI
GAZİ MAREŞAL BENİM YEGANE CUMHURBAŞKANIM MUSTAFA KEMAL ATATÜRK ün HUZURUNDAYIM !" diyeceksin....
Bir daha affedenin İFLAHINI SİKEYİM !
Kendime sınırlar çizdim. Daha fazla kırılmamak, olmak istemediğim biri haline gelmemek için kendime sınırlar çizdim.Asla anlamayacağım şeyleri anlamak zorunda kalmamak için çizdim sınırlarımı. Aslında bir şeyi çok iyi biliyorum .” Yalnız olan ben değilim duygularım” oysa ki hep kendimi yalnız sanıyordum . Hayat insanı her şekilde sınar. Bazen vazgeçmen gerekir, bazen düşmen. Umutla girdiğin yollardan bir sokağa çıkmaman gerekir. Acıya karşı hissizliği öğrenmek için. Olmadığında zorlamamak için. Bazen büyümek gerekir. Yokuşlardan düşmek, tekrar ayağa kalkabilmek için.Benim kelimelerim sesimden çıkıp kimseye çarpmayacak.Dökülen son sözler her zaman buruktur.Ama sevmek hâlâ dünyanın en güzel duygusu ve sevilmeyi hak eden insanlar daima varlar.Bazen iyi ki dediğiniz güzel insanlar olur hayatınızda ve hep güzel kalacaklardır. Hayatta ne olursa olsun değer verdiğim yerde tutmayı öğrendim ben.BELKİ BİR GÜN Zamanın anlamını yitirdiği bir yerlerde, seninle el ele. Neyse okuyan herkese teşekkür ederim . Ben Altan
bazen bırakmak lazım. düşünmemek, çaba harcamamak. düpedüz yaşamak işte. bir şey uğruna ne kadar çaba harcarsan sonunda kaybediyorsun. ve bazen savaşmamak lazım hiçbir şey için. gelişi güzel yaşamak lazım hayatı. olmuyorsa olmasın. en azından yorulmayız, kaybetmeyiz.
Seninle ilk kez yan yana geldiğimizde kavuşamadığımızı anlamıştım. Vedalaşmak da gereksizdi bu yüzden.Hoşçakal.
Neden yeryüzünde ilgini çeken bir şey olmadığını düşünüyorsun? Çevrene bir bak. Paramparça olmuş hayal kırıklarının arasından umut ışıkları fışkırıyor.
Aslında blogda belirttim bazı yazılarda şöyle söylesem " sevmek güzel şey ama acısı kötü" Birde " hiç papatya koklamamış kadar hissizsiniz " diye bir paylaşım vardı bu 2 cümle aslında benim durumumu anlatıyor 😊Sen ne düşünüyorsun bu konu hakkında ? Işığı nasıl görebilirim ki fikirlerini merak ettim şimdi
“Piraye'ye yıllarca Nazım'ı bekletip, Nazım'ı Vera'ya yar eden dünya değil misin?”