Üzülmüştüm, üzmüştüm biraz üşümüştüm de Kendime bile uzaktaydım, düştüm epeyce Belki öptüm, belki sevdim, belki senden bahsettim Ne fark eder?
"Piraye'ye yıllarca Nazım'ı bekletip, Nazım'ı Vera'ya yar eden dünya değil misin?"
Ne demişti Neşet Baba; "Uğruna yandığım boşumuş meğer."
"Bıraktığın yerdeyim ama bıraktığın gibi değilim Çok değiştim Ve öğrendim; İnsanın toplanması için dağılması gerekiyormuş. Dağıttığın için teşekkür ederim."
Çok karışığım. Bir yanım olabildiğince huzursuz ve yorgun. Diğer yanım mucizelere ve düşlerin gerçek olabileceğine halen inanıyor ve heyecanını koruyor. Bu iki yan arasında ben, eziliyorum.
"Biliyorsun her şey geçecek.. Bu nefes alırken göğsüne batan iğneler, bu yutkunurken boğazına düğümlenen lokmalar. Bu dünyanın kıyısına gelip de aşağı düşüyormuşsun hissi. Hepsi hepsi geçecek.. Minicik bir sızı kalacak yüreğinde sadece. O kadar."
Eskisi kadar konuşasım yok, ne hissettiğimden bahsedesim yok, hiç kimseyi merak etmiyorum, hiçbir hararetli konuşmayı dinleyemiyorum, hiçbir şey ilgimi çekmiyor. Kendimle yalnız kalmak iyi gelecek ama kendimi de bulamıyorum.