Dudakları, şarap rengi. Bir gülüşü var, gece sarhoş.
Güzel olan Her günü seninle tekrar tekrar yaşamak Erimek yarını olmayan zamanlarda Durdurmak bir yerde bütün saatleri Bütün kuralları kırıp parçalamak Sonra varmak o yerlere Mevsimlere dur demek Kar yağarken çiçek açtırmak ağaçlara Güneşi bir akşam saatinde tutup bırakmamak Sonra doldurmak ay ışığını kadehlere Delicesine içmek Ve unutabilmek her şeyi ansızın Sevmek seni en yücesiyle sevgilerin Birlikte geçmiş, gelecek bütün çağları aşmak Güzel olan Sevmek seni Tanrılar gibi Seninle Tanrılaşmak...
"Zamanında yenilgi diye nitelendirdiğim bütün savaşları, aslında kazandığımı çok sonra fark ettim. Zaman en çok da gerçekleri görmeye yarıyor .İnsanı büyüten şeylerin yıllar olmaması ne hüzünlü şeymiş. Bazen bazı şeyleri o kadar özlersin ki, o özlediğin şeylere bir kez rastlamak için en umulmadık sokaktan bile geçersin ve ben hala baştan başlamaya inanıyorum. Ve gerektiği kadar baştan başlayacağım.Bak bir kitapta diyor "İnsan, unuttuğuyla tekrar tanışabilir" bu cümle bir gün lazım olursa umudumuz olsun.”
Artık hissedemiyorum. Kendimi kaybettim. Duygularda gelebilecek en son noktaya geldim, yıktım her şeyi. Umursamıyorum, beklemiyorum ve umudun ne olduğunu bilmiyorum. Ben sevgiyi tükettim, kendimden geçtim. Dümdüz yaşıyorum.Yıprandığını bir tek senin bilmen kıvranış ağladığını kendin görmen ruhen yıkılış .Artık bir şeyler için çabalamaktan yoruldum. İçin karanlıksa hiçbir çiçeği sulayarak büyütemezsin.“Belki farkında değildir.” diyerek, içimi sana karşı hep sıcak tutabilmek için aklımı kaç kere yok saydığımı bilemezsin.Ve herşeye rağmen hep şunu demek istiyorum “Sonunu boş ver, başı çok güzeldi.”