Where your favorite blogs come alive
Kimi insanlar vardır; kitaplardan değil, tarlalardan, ormanlardan, ırmak kıyılarından bir şeyler öğrenmişlerdir. Yanı başlarında öten kuşlar, batarken bıraktığı kızıllıkla güneş, kendi hallerindeki ağaçlar ve yaban otları öğretmenleri olmuştur.
Kuytu bir yeri olmalı insanın, boğucu kalabalığın arasından kaçıp saklanabileceği, tüm sırlarını saklayabileceği, vicdanıyla baş başa kalarak kendi ile konuşabileceği...Derin bir yeri olmalı insanın! Kimsenin göremeyeceği.Öyle bir yer olmalı ki; çektiği tüm acılarını, gözyaşlarını ve hatta mutluluklarını gömebileceği ve hiç kimsenin bilmeyeceği bir yerden bahsediyorum.Bir yanına maviden çalma yeşillerini, diğer yanına zifiri karanlık nefretlerini saklayabilmeli...En güvenilir bir dost gibi kuytu bir yeri olmalı insanın;Paylaşabileceği, kendine bile açamadığı sırlarını ona açabileceği...Yanan yüreğine sağanak yağmurlarla yağan, üşüyorum dediğinden, karamsar gecelerine güneşi doğdurabilen, kuytu bir yeri olmalı insanın.Öyle bir yer olmalı ki;Sen gelmeden ‘'Hoş geldin''diyebileceği...Bir çocuğun annesi, yâda şairin kâğıt ve kalemi gibiKuytu bir yeri olmalı insanın,Gözyaşlarını silebileceği...
Neden çok mutluyum biliyor musun? Çünki o benimle konuşurken kendimi kalın bir kitap arasındaki hiç ölmeyen o özel çiçek gibi hissediyorum . . . 🌻
Mr Van Houten
Ben iyi bir insanım ama berbat bir yazarım. Sen berbat bir insansın ama iyi yazarsın. Bence iyi bir takım oluruz. Lütfen bunu düzeltin, Hazel için anma konuşması. Benden yazmamı istedi ve bende çabalıyorum. Ama biraz sihir iyi olurdu. Mesele şu ki hepimiz hatırlanmak isteriz. Ama Hazel farklı. Hazel gerçeğin farkında. O, bir milyon hayran istemedi. O sadece bir tane istedi ve isteğine kavuştu da. Belki genişce sevilmedi ama derinden sevildi. Çoğumuzdan daha fazlasını yaşamak değil midir bu zaten? Hazel hastalandığında öldüğümün farkındaydım ama söylemek istemedim. Yoğun bakımdayken 10 dakikalığına içeri sızdım ve onunla oturdum, ta ki yakalanana dek. Gözleri kapalıydı. Rengi solmuştu. Ama elleri hala onun elleriydi. Hala sıcaktı ve tırnaklarında koyu lacivert bir oje vardı. Onları öylece tutdum ve ne kadar değersiz bir dünya ola bileceğini anladım. O kadar güzel ki. Ona bakmakdan sıkılmazsınız. "Benden zeki mi?" diye paranoya yapamazsınız çünkü zeki. Kalp kırmadan komik ola biliyor. Onu seviyorum. Öyle bir seviyorum ki. Onu sevdiğim için o kadar şanslıyım ki Van Houten. İncinip incinmeyeceğine dair tercih yapma şansın yok ama seni kimin incitebileceğini seçebilirsin. Ben seçimlerimden memnunum. Umarım o da memnundur . . .
~ Okay Hazel Grace ?
~ Okay.
Hayat, bir fotoğraf makinesi objektifi değil. Ne yazık ki her karesinde gülemiyorsun . . . 🙂 📸 ☹
Saç diplerimden tırnak uçlarıma kadar kırdığında sonradan ellerime ve saçlarıma dokunmanın sebebi iyileştirmek istemen mi ? 💙
Mavi hayaller kuruyorum olmayacağını bile bile . . . 🎡💙
"Kelebekleri de kıskanıyorum. Hem istedikleri maviliklere uçmakta özgürler hem de bu hayat işkencesine sadece bir gün katlanmak zorundalar . . . 🦋"
Sana ne kadar çok değer verdiğimi anlayacaksın, vermediğim zaman . . .
Acaba bir gün ona küstüğümü fark ede bilecek mi ?
En büyük ilham inançtır, unutamazsın. Yazmak hapşırmak gibidir geldi mi tutamazsın. Hapsetsen de çığlıklarımı duyarsın. Bu gürültüde vicdanını uyutamazsın...♠️♠️♠️
Kalbindeki herkesi öldürür zaman,
Hayat sana gülmüyorsa...♠️♠️♠️