Seni özlediğimi düşündükçe, gücünü yitirmiş bir derebeyi gibi yalnız hissediyorum kendimi. Sessizleşiyorum. Oysa konuşmayı nasıl da sevdiğimi bilirsin. Gece, en güzel uyku şarkılarını söylerken bile, susamazdım. Bilsen biraz sese nasıl da ihtiyacım var. Sadece biraz ses. Taşıyamıyorum bu yalnızlığı, oysa nasıl da çoğul yaşıyordum seninle her şeyi. Şimdi çıkıp gelsen, işte buradayım desen. Kendimi iyi hissetmem için sadece gülümsemen bile yeter. Yalnız ruhların kalıplarına sıkışmış sözler yazmak istemiyorum. Yedi cehennem, sekiz cennet olduğunu biliyorum. Bu yüzden, sırf bu yüzden seni bekliyorum. Yoruldum artık. Sözlerimi ayıklayıp, onlarla çoğalmak istiyorum. Gel artık, yalnızlığı sevmiyorum.
Yekta Kopan'ın matruşka isimli yazısı bu. Matruşka bebekleri gibi küçülte küçükte yazmış bu yazının aynısını. Küçüldükçe kötüleşmiş hisleri. Ben yazının devamını eklemiyorum çünkü o benim tek bebeğim ve ilk bebeğim. Onu çok seviyorum...
Okyanusun ortasında pusulası bozulmuş bir gemideyim
Doğum günün kutlu olsun gülüm, nice mutlu huzurlu yaşlara :) 🎉
Karşınızdaki insan sizi neyin üzüceğini bildiği halde onu yapmaya devam ediyosa bunun adı hata değildir sizi gözden çıkarmaktır
Öyle bir kokusu vardı ki. Zevk veriyor, beni her kokladığımda daha fazla bağlıyordu kendine. Ben daha önce nefes almıyormuşum meğer. Bunu onun boynunda öğrendim. O kadar farklı ki, ot gibi yaşıyormuşum. Onu bilmeden, koklamadan. Bitkiymişim ama plastikmişim. Onu her kokladığımda biraz daha yeşerdim, biraz daha yeşerdim ve onun nefesini içime çektiğim an çiçekler açtı heryerimde. Resmen kocaman bi çicek tarlasına döndüm onun nefesini nefesim yaptığımda...
Seni sevmek güzel iş. Maaş yok, yemek yok ama Parayı gözü görmez insanın değersizleşir. Bir öper bir sarılır karnı doyarmış insanın. Paraya verdiğim değerden ve aylardır aç kaldığımdan dolayı biliyorum. Seni hala deliler gibi seviyorum. Ama artık olsa olsa kızıma veririm ismini onu sevmeye devam ederim. Evet sanırım bi kızım olana kadar sana aşık kalıcam, seni sevmeye devam edicem gibi gözüküyor. Hiç bişey canımı acıymıyor artık, son demdeyim yani bundan sonra. Bu güzel bişey evet ama kötü olan bişey var. Hayalim yok artık hayal kuramıyorum. Amacım kalmadı. Gayem yok. Zaman geçsin diye yaşayıp bitiriyorum günleri birer birer. Bazı günler sesini duymaya o kadar çok ihtiyacım oluyor ki ama duyamıycağımı bildiğim için nerde olursam olayım uyuyorum rüyamda görürüm belki diye. Hala deli gibi çabalıyor gibi hissediyorum kendimi bu yüzden. Çünkü beni bi görsen hep uykuluyum :)
Mavideki ümidim sensin
Bir vapur gezmesinde simidim sen.
Esra
Sizce kısa süreli ama çok büyük bir acı mı, yoksa uzun süreli normal bir acı mı?
Siz onun hayatımda olmamasının benim için ne kadar büyük bir acı olduğunu anlayamazsınız. Hergün biraz daha biteceğimi bilsemde, sonunda yine o çok büyük acıyı çekiceğimi bilsemde o kısa süreli çok büyük acıyı uzun süre erteledim ben. Yani ikisinide seçmiş oldum. Yalan söyledim. Affı yoktu benim nezlimde. Onunda olmıycağını düşündüm. Benden gitmesinden o kadar korkuyordum ki o yüzden söyledim bu yalanı. Beni seviyordu ve ona böyle bişey yapmış olamazdım. Kendimi de inandırdım bu yalana. Yalan söylemek aldatmak sayılmaz diyen bir insana "hayır aldatmak sayılır" deyip. Yalanımı devam ettirdim ben ve ellerimle kendi sonuma yürüdüm. Başka kimsenin tenine dokunmadım evet ama artık hiç bir önemi yok biliyorum. Sonrasında onun için akla gelebilecek herşeyi yaptım imkanları, çaresizliği aşdım. İlişkimizi yaşatmadılar zorladım kendimi, o kadar tuttum ki kendimi ben kendime bu ben değilim dedim hep. Ama herşey benim yüzümdendi. Bir kualisyon kurulmuştu benim için herkes bir olmuş ben tek başımaydım. Yordular çok yordular çok fazla zorlandım. Her seferinde anlatmak istedim ama sevgim yüzünden bunu yapamadım. Aylarca delirdim kafayı yeme noktalarından döndüm ama yapamadım. Olaylarrrr, süreçlerrrrr. Bir insan bir insanı kaybetmekten bu kadar korkmamalı.