Hiç bir güç tarafından parçalanmaz ve bölünmez bir yurt hayal etti.
Ve büyük Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni kurdu.
Fikirlerin ve sevgin kalbimizde,
Yüzümüz hep ileriye dönük.
#MustafaKemalAtatürk
“ Bazen hayat, sadece bir kahve meselesi...
Ya da, bir bardak kahvenin ne kadar yakınlık getirebileceğinden ibaret... ”
Bir olgunluk seviyesi vardır.
O seviyeye ulaşınca kimseyle uğraşasın gelmiyor.
Kendini yetiştirememiş, sinsi, ikiyüzlü insanlardan uzaklaşıyorsun.
Seni hasta edecek insanlarla birlikte olmaktan vazgeçiyorsun.
O seviyeye ulaşınca kendine değer vermeyi öğreniyorsun...!
(Sigmund Freud)
Var mı bunu hatırlayan ???
Adamın biri, her mehtaplı gecede alır başını deniz kıyısına gidermiş.
Dönüşünde sorarlarmış:
- Ne gördün?
- Dünya güzeli deniz kızları gördüm, altın saçlarını gümüş taraklarla tarıyorlardı, dermiş hep
Bir gece yine tek başına deniz kıyısına vardığında, gerçekten Dünya güzeli deniz kızları görmüş, altın saçlarını gümüş taraklarla tarıyorlarmış.
Döndüğünde yine sormuşlar:
- Ne gördün?
- Hiç demiş... hiç bir şey...
Oscar Wilde'ın yukarıdaki harika öyküsünü ilk okuduğumda ortaokuldaydım ve ne demek istediğini anlamamıştım. Daha sonra unutmuşum. Yıllar sonra rastladığım Haldun Taner’in bir sözü bana öyküyü hem hatırlattı hem de ne demek istediğini çok çarpıcı bir şekilde gösterdi.
Şöyleydi söz:
“Bir hayalin gerçek olması kadar hayal kırıcı bir şey yoktur.”
Daha sonraları ise bu tema pek çok edebi eserde karşıma çıktı. Örneğin Simyacı’da.. Hâlâ okumamış olan var mı bilmiyorum ama hatırlarsanız orada bütün yaşamı boyunca tek hayali para biriktirip Mekke’ye Hac'ca gitmek olan bir dükkan sahibi vardı. Adam; artık gerekli parayı fazlasıyla biriktirmiş olduğu halde bir türlü gitmiyordu. Bu hayalin kendisini yaşama bağlayan çok önemli bağ olduğunu düşünüyor ve onun gerçekleşmesi halinde bu önemli bağı yitireceğinden korkuyordu. Haklıydı aslında.
Düşünüyorum da... Hepimizin böyle hayalleri var, mutluluğumuzu bağladığımız,gerçekleşene kadar yaşamı sanki ertelediğimiz...
Acaba hiç düşünüyor muyuz; bu istediğimiz her neyse, gerçekleştiğinde iyi mi olacak?
Bir düşünürün hep aklımda tuttuğum bir sözü vardır:
“Bütün Duâ'larımı kabul etmediği için ALLAH' a şükrediyorum” diye.
Belki de daha az üzülmeliyiz gerçekleşmeyen hayallerimiz için. Belki de aslında sevinmemiz, mutlu olmamız gereken bir şey için gözyaşları döküyoruzdur. Belki de olaylara bir de bu açıdan bakmayı artık öğrenmeliyiz…
(Alıntıdır)
Yalnız, hakkınızda hayırlı olan hayallerinizin gerçekleşmesi dileğiyle…
🍂Vakit Eylül vaktidir ;
Çaylar dem tutar, Kahveler bir başka kokar bu mevsimde ...
Yavaşlar her şey , yavaşlar zaman yazın coşkusuna inat ...
Durup dinlenme ,doğanın renklerini izleme vaktidir ...
Vakit EYLÜL vaktidir ... (İ.Durak Taş)
Ben her Eylül ;
Biraz Attila İlhan olurum.
Mecbur kalırım sana, sen bilmezsin.
Sonra aklıma bir Cemal düşer, bir şiir ısmarlar bana.
Konuşuruz Eylül'den.
Sen bilmezsin kaç Didem çıkar içimdeki ahlar ağacından...
Gölgesine razı bir fesleğen olurum onunla.
Yüzüme yüzüme vurur geç kalmışlığımı,
Otuz beş yaş şiiriyle Cahit Sıtkı.
Sonra fısıldar usulca kulağıma bir Orhan Veli,
Beni bu güzel havalar mahvetti.
Ben her Eylül
Biraz sen olurum.
Biraz ben
Biraz onlar...
(İnan Durak Taş)
Ben Eylül'ü severim
Usuldan yağan yağmurları
Kitap kokan odaları
Pencereden uçuşup masama konan yaprakları...
Fincanda mis gibi kokan kahveyi,
Gri bulutların arkasına saklanan nazlı güneşi
Hüzünlü Eylül şiirlerini...
Göç etmeye başlayan kuşları,
Uykuya hazırlanan tabiatı,
Hafiften esen ılık rüzgarları..
Eylül'ü hatırlatan şarkıları,
Omuzlara atılan ince şalları,
Bahçedeki solgun, boynu bükük gülü..
Kısaca ;
Severim ben Eylül'ü...
(İnan Durak Taş)
O kadar çok gidenim olduki ben den, Oysa hepsi hiç gitmeyecek gibi gelmişti, Sorsanız hepsi de çok sevmişti, Sonra dan hepsinin bir bahanesi çıktı, Herkes kendince bir sebep bulup kaçtı, Nedenleri hep sevgiye dair şeylerdi, Kimi kıskançsın dedi, Kimi çok ilgilisin boğuyorsun, Kimi fazla karışıyorsun, Dedim ya, hepsinin bahanesi vardı işte, Sorsanız hepsi de haklıydı, hepsi kusursuz, Bir tek ben suçluydum, bir tek ben huysuz, Olsun dedim, olsun canları sağolsun, Gidenlere ben den uğurlar olsun, Dedim ya, çok gidenlerim oldu ben den, Ben hiç birine beddua etmedim yine de, Kimseyi kınamadım, suçlamadım, Ben gidenlerimi hep hayır Duâ'larla uğurladım, Gittikleri yerlere yakışsınlar istedim, Gittikleri yerde mutlu olsunlar dedim, Çünkü ben aşkı böyle gördüm, böyle sevdim...
(Alıntıdır)
Gitme uzaklara; “Kalbim dayanamaz yokluğuna... Sonra ;
Nefes nefese özlüyorum SENİ”
You can contact the Turkish Consulates for your support and assistance to the disaster we experienced.
Bartın Amasra'da maden ocağında gerçekleşen patlamada vefat eden emekçi kardeşlerimize ALLAH'tan rahmet, kederli ailelerine başsağlığı, yaralılara acil şifalar diliyoruz.
Maden ocağında mahsur kalan işçi kardeşlerimize sağlıklı bir şekilde kurtarılmaları için Duâ ediyoruz. 🤲
İki şekilde yaşanır hayat...
Ya yaşadığın her kötü olaya
oturup üzülür, kendine yazık edersin.
Ya da, yaşadıklarından öğrenmen gerekeni öğrenir, yoluna devam edersin...
Tercih senin..!
Yaşamak istiyorsan gülüp geçeceksin .
Gülüşün dostuna mutluluk, düşmanına
eziyet olacak.
Dilinde neşeli şarkılar,
Elinde rengarenk çiçekler
Dans eder gibi hayatla,
Mutluluğun resmini çizeceksin...
Ya pencereden bakıp gri bulutların, solgun yaprakların hüznüne kapılıp gününü mahvedersin ,
Ya da içindeki güneşi uyandırır, o yaprakların arasına karışır gününü gün edersin.
Seçim senin..!
Mübarek Gün'ün ;
Hayrı, Bereketi ve Sükûneti üzerimize olsun İnşa'Allâh. 🤲
" DÜNYA'yı AHİRET'e götüremeyeceğine göre, öyle yaşa ki DÜNYA seni AHİRET'e götürsün." (Şems-i Tebrizi)
172 posts