nasılsın ? diye sorunca, sustu kaldı kalbim... Öylesine sorulmuş bir söz olmasaydı eğer, iyiyim diyecektim... İşte ; O gün bu gündür hâlâ, tek kahve söylerim kendime...
Elimizde olmayan duygular kalbimizden gelir...
Elimizden gelmeyen şeyler de kalbimizin Sahibinden istenir...
RABB'im ;
Kalbimize, ruhumuza, bedenimize şifâ olacak ne varsa,
İhsan eylesin inşAllah 🤲
" Bir çok duyguyu aynı anda barındırıyorum, Kızgınım ama en çok kendime, Hatta çoğu şey için kendime kızgınım. İnsanların beni bu kadar kolay kırmasına izin verdiğim için kendime çok pis kızgınım, Birazdan kendimle kavgaya tutuşacağım.. Bazen öyle anlar geliyor ki tutunduğun her dalın yalan olduğunu anlıyorsun, Aslında tek gerçek olan insanın kendi içinde ki duygular ve düşündükleri fikirler.. En yakınınızda olan kişi bile bir süre sonra bencilleşiyor, Sırf kendini düşündüğü için sizi rahatça kırıp dönebiliyor, Üstelik çok gereksiz nedenler ve gereksiz kişiler yüzünden, Şöyle bir düşününce de bakıyorsun ki, Demek ki kırmaya dökmeye bahane arıyormuş. Ama insan her kırılışında, Her düşüsünde biraz daha akıllanıyor ve biraz daha soyutluyor kendini toplumdan.. Aslında kırıla kırıla kendimi sevmeyi de öğrendim. Ve hiç bir şeyden de pişman değilim, Yaptığım ne varsa iyi ki de yaptım, Ben böyleyim ve hep böyle olacağım. Sanırım çok fazla içimde tuttum.. Her neyse, Kendime ve daha bir çok kişiye, Kırgınım ya da kızgın… "
“Sen'in üzerime devirdiğin dağları ne yapacağız.??”
“İnsan yorula yorula yürür,
Kırıla kırıla büyür..!”
“Çok erken geçtik hayattan.
Çok çabuk yorulduk...
Oysa henüz yarısına bile gelmedik yaşamın ..
Her şeyi anlamanın,
Her şeyin boş olduğunu bilmenin verdigi yorgunluk bu...”
“Her insan bir türkü gibidir,
Kimi acıyla söylenir kimi umutla,
Ben susarsam içimde ki dağlar konuşur yolumuz uzun,
Ama yürüyene derman çok...”
Oysa ; Bir kere konuşsaydık çözecektik her şeyi. Böylesine kördüğüm olmayacaktı bu aşk. Önce öfkemize, sonra da gururumuza yenildik. “O bana susuyordu” “Ben ona susuyordum…"
" Sevmek,
Birini bulmak ve ya kazanmak değil...
Bir başkasında kendini bulmaktır."
Demiş birileri...
Seviyorum huzur veren insanları
İnsana insan gibi yaklaşanları,
Yargılamadan, sorgulamadan,
Her şeyin altında bir neden aramadan
Sınırlarını bilen sınır ihlali yapmayan...
Seviyorum ağır oturaklı konuşan ve öyle yaşayan insanları...
Seviyorum yüreğinde kin nefret barındırmayan
Hır çıkarmak için ona buna sataşmayan,
Kimseyle (......) yarışı yapmayan...
Seviyorum eylemleri ile söylemleri bir birini tutan
Kararlı bir duruşu olan,
Haddini bilen
Hadsizlik karşısında çirkinleşmeden durabilen
Kısaca her şartta insan kalmayı başarabilen,
İnsanlığın dan taviz vermeyen...
Hayranım kendi halinde olan,
Kendiyle barışık savaşmak için sağa sola bakmayan
İyilikten güzellikten yana olan insanlara...
En büyük nimet şu hayatta böyle insanlara sahip olmak,
En büyük huzur huzursuz insanların huzurunuzu kaçırmadığında sessiz sedasız uzaklaşıp kendi dünyalarında baş başa bırakmak....
Benim hayat felsefem,
Yapılan her çirkinlik eylemle ya da söylemle huzuruma yapılmış bir saldırı olarak algılarım ve gardımı alırım,
Ne mi yaparım,
İnsan gibi gelen herkes başım gözüm üstüne,
İnsan gibi gelip yılan gibi sokmaya çalışanlara da,
Size ayrılan sürenin sonuna geldik der uğurlarım hayatımdan....
Çünkü,
Huzurum benim her şeyim
Huzurla gelene huzur veririm,
Bozmaya çalışanlara da kapıyı gösteririm...!
Diye eklemiş (AHRAZ SNR)
Yorum Siz'lerin..!
Gelişine ne kadar sevindiysek, gidişin de o kadar büktü boynumuzu...
ALLAH 'ım ;
Yüreğimize bir bayram sevinci doldur.
Kevser Havuzu'na,
Reyyan Kapısı'na,
Firdevs Cenneti'ne eriştir bizi.
Bir daha ki Ramazan'a,
İftarlara,
Sahurlara,
Nice nice bayramlara kavuştur bizi...
Âmîn, Ecmâin🤲🏼
“Elveda Mağfiret Ayı,
-Elveda Râhmet Ayı,
-Elveda Merhâmet Ayı,
-Elveda Bereket Ayı,
-Elveda Hidâyet Ayı,
-Elveda Dîn-î Mübîn-i Kur'an Ayı,
Kimseye gereğinden fazla değer vermeyeceksin.
Üzülüyorsun, ağlıyorsun, kalbin acıyor, düşünüyorsun...
Duygu israfı
Kendini parçalıyorsun, onlar mutlu olsun diye kendi mutluluğundan ödün veriyorsun bazen.
Ne kıymetin biliniyor ne de yanında olunuyor.
Gönül kırıklığı...
İnsanlardan yavaş yavaş uzaklaşıyorsun.
Kime güvenip güvenemeyeceğini bilemez bir hâle bürünüyorsun.
Her hareketlerinde bir şey arıyorsun.
"Samimi mi yoksa yapmacık mı?" diye kendince sürekli test ediyorsun
Güven yoksunluğu...
Öyle sevdalar olur, benimsin diyemediğin, Kimselere duyurup ilan edemediğin, Tutup elin den göğsünü gere gere, Seviyorum ulan diye gösteremediğin, Öyle kaçak göçek yarım sevdalar olur… Kör bir kurşun gibi saklarsın yüreğin de, Adı sen de sevdası yüreğinde gizlidir, El ele dolaşamadığın, sarılamadığın, Ve benimsin diyemediğin öyle sevdalar olur…
Sonra ne mi yapıyorsun ?
Kalkıp toparlıyorsun önce dağılan yanlarını ;
Hiç incinmemiş gibi,
Hiç yorulmamiş gibi en dipten başlıyorsun geçmişin izlerini temizlemeye...
Ayağına değil,
gönlüne takılan şeyler de oluyor elbette.
Nasip deyip döküyorsun bir bardak çay daha, devam ediyorsun kaldığın yerden yaşamaya…
" DÜNYA'yı AHİRET'e götüremeyeceğine göre, öyle yaşa ki DÜNYA seni AHİRET'e götürsün." (Şems-i Tebrizi)
172 posts