Artık yazmasam diyorum, Bıraksam kağıdı kalemi, Ve ansızın çalsam kapını, Bütün cesaretimle dikilsem karşına, Kağıt kalem çare değil, Böyle yazmakla olmuyor, Al beni içeri açayım sana içimi desem, Ve ellerin avuçlarımın içinde, Gözlerim gözlerinde kilit, Yüreğim yüreğin de mahpus, Saatlerce anlatsam döksem içimi, Kah çocuklar gibi ağlasam, Kah yetimler gibi sarılsam, Ne var ne yok anlatsam, Daha samimi, Daha içten, Daha gerçekçi, Daha doğal, Daha yaşanılası, Anlarmısın beni, Sahi !! Sen de istermisin..?
Kasım'da aşk falan yok.
Çay var, çay için...😇
Benim kimseye hatır borcum yok...
Ben o çayı yalnız içtim.!
Suyuna gideyim de, aram iyi olsun demek yerine;
Yüzüne gerçekleri söyleyeyim de, istiyorsa zaten benimle kalır dediğim için hayatımda çok fazla İnsan yok...
O yüzden çaya müptelalılığım...
Adamın biri, her mehtaplı gecede alır başını deniz kıyısına gidermiş.
Dönüşünde sorarlarmış:
- Ne gördün?
- Dünya güzeli deniz kızları gördüm, altın saçlarını gümüş taraklarla tarıyorlardı, dermiş hep
Bir gece yine tek başına deniz kıyısına vardığında, gerçekten Dünya güzeli deniz kızları görmüş, altın saçlarını gümüş taraklarla tarıyorlarmış.
Döndüğünde yine sormuşlar:
- Ne gördün?
- Hiç demiş... hiç bir şey...
Oscar Wilde'ın yukarıdaki harika öyküsünü ilk okuduğumda ortaokuldaydım ve ne demek istediğini anlamamıştım. Daha sonra unutmuşum. Yıllar sonra rastladığım Haldun Taner’in bir sözü bana öyküyü hem hatırlattı hem de ne demek istediğini çok çarpıcı bir şekilde gösterdi.
Şöyleydi söz:
“Bir hayalin gerçek olması kadar hayal kırıcı bir şey yoktur.”
Daha sonraları ise bu tema pek çok edebi eserde karşıma çıktı. Örneğin Simyacı’da.. Hâlâ okumamış olan var mı bilmiyorum ama hatırlarsanız orada bütün yaşamı boyunca tek hayali para biriktirip Mekke’ye Hac'ca gitmek olan bir dükkan sahibi vardı. Adam; artık gerekli parayı fazlasıyla biriktirmiş olduğu halde bir türlü gitmiyordu. Bu hayalin kendisini yaşama bağlayan çok önemli bağ olduğunu düşünüyor ve onun gerçekleşmesi halinde bu önemli bağı yitireceğinden korkuyordu. Haklıydı aslında.
Düşünüyorum da... Hepimizin böyle hayalleri var, mutluluğumuzu bağladığımız,gerçekleşene kadar yaşamı sanki ertelediğimiz...
Acaba hiç düşünüyor muyuz; bu istediğimiz her neyse, gerçekleştiğinde iyi mi olacak?
Bir düşünürün hep aklımda tuttuğum bir sözü vardır:
“Bütün Duâ'larımı kabul etmediği için ALLAH' a şükrediyorum” diye.
Belki de daha az üzülmeliyiz gerçekleşmeyen hayallerimiz için. Belki de aslında sevinmemiz, mutlu olmamız gereken bir şey için gözyaşları döküyoruzdur. Belki de olaylara bir de bu açıdan bakmayı artık öğrenmeliyiz…
(Alıntıdır)
Yalnız, hakkınızda hayırlı olan hayallerinizin gerçekleşmesi dileğiyle…
FİKİRLER ASLA ÖLMEZ...
IDEAS NEVER DIE...
Gazi Mustafa Kemal Atatürk 1881-193♾️
Father of the Turks 🇹🇷❤️
"Eşeği saldım çayıra
Otlayıp karnın doyura
Gördüğü düşü hayra
Yoranın da avradını
Münkir münafıkın huyu
Yıktı harap etti köyü
Ölüsüne bir tas suyu
Dökenin de avradını
Dağdan tahta indirenin
Iskatına oturanın
Mezarına götürenin
İmamın da avradını
Derince kazın kuyusun
İnim inim inilesin
Kefen dikmeye iğnesin
Verenin de avradını
Müfsidin bir de gammazın
Malı vardır da yemezin
İkisin meyit namazın
Kılanın da avradını
Kazak Abdal söz söyledi
Cümle halkı ta neyledi
Sorarlarsa kim söyledi
Soranın da avradını..."
(Kazak Abdal)
Hep İyi insanların yaşamımıza katkıda bulunması temennisiyle...
"Ve bir gün...
Tanıdığın insanları, aslında tanımadığını anlayınca, yaşamı öğreneceksin.
Saçlarına kır, yüreğine sızı düşe düşe..."
Mutlu Akşamlar...
Kaybolmuş hissettiğinde; hangi çetin fırtınaları tek başına atlattığını, hangi savaşlardan yıkılmadan çıktığını ve hangi yaraları tek başına sardığını hatırla..
..onlar sana kim olduğunu söyleyecektir.
Dostluğu, sevgiyi ve geleceği…
Aşımızı, ekmeğimizi, soframızı…
Hüznümüzü, acımızı, yalnızlığımızı paylaştığımız;
birlik ve beraberliğimizi, kardeşlik ve dostluğumuzu en sıcak şekilde hissedeceğimiz Mübarek Ramazan Bayramı'nızı kutlar, mutluluklar dilerim.
Sağlıkla , neşeyle , afiyetle geçsin, her şey gönlünüzce olsun inşAllah.
Ayağında yırtık çarıkla cepheye koşan Onbeşliler'in, Dünya'ları sırtlanan Seyit Onbaşı'ların,
Cepheden cepheye mermi taşıyan anaların,
Milletin kaderini değiştiren Mustafa Kemal'lerin ve Zafer'e İnanan Mehmetçik'lerin büyük destanı kutlu olsun🇹🇷🇹🇷🇹🇷
"Üzülüyorsun, takma diyorlar.
Kızıyorsun, değmez diyorlar.
Boş veriyorsun, gamsız diyorlar.
Susuyorsun, iki çift laf et diyorlar.
Çekip gidiyorsun, mücadele et diyorlar.
Alttan alıyorsun, tepene çıkardın diyorlar.
Ölünce ne diyecekler !??"
" DÜNYA'yı AHİRET'e götüremeyeceğine göre, öyle yaşa ki DÜNYA seni AHİRET'e götürsün." (Şems-i Tebrizi)
172 posts